Yapı denetimcilere şiddet engeli
Şantiye sahalarında yapı denetimi mühendisleri sık sık şiddetle karşı karşıya. TMMOB İMO Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Suna: Yapı denetim görevini yürüten meslektaşlarımız kamu görevlisi sayılmalı
Şantiye sahalarında yapı denetimi görevini icra eden denetim mühendislerinin, yapılan yanlışlara ve eksiklere müdahale ettikleri için saldırıya uğradıkları haberleri son dönemlerde basına sık sık yansımaya başladı. Denizli, Uşak, Aydın, Adana gibi birçok ilde yapı denetim mühendisleri silahlı, keserli, demir levyeli saldırıya uğradı. Evrensel`e konuşan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Suna, 6 Şubat depremlerinin yapı üretimi ve denetiminin önemini bir kez daha gün yüzüne çıkardığını söyledi. Suna, "Şantiyelerde denetim ve yönetim görevini yürüten meslektaşlarımız kamu görevlisi niteliğinde sayılmalı" dedi. Her hafta bir meslektaşlarının darbedildiğini dile getiren Suna, "Buna kamunun dur demesi lazım. Şantiyeler o kadar başıboş ki neredeyse müteahhitler, istediklerini yaptıracaklar. Bu yüzden yapı denetiminin kamusal olması lazım" ifadelerini kullandı.
"YENİ BİR YAPI DENETİM DÜZENİ OLUŞTURULMALI" Nusret Suna, yapı denetim sisteminin hem mevzuattan hem de uygulamadan kaynaklı sorunlarının olduğuna dikkat çekti. 2001 senesinde çıkan 4708 sayılı Yapı Denetim Hakkındaki Kanun`un öngördüğü sistemin, denetim hizmetinin kamusal niteliğini görmezden geldiğini ve denetim hizmetini ticari bir hizmet olarak kurguladığını belirten Suna, "Halkın can ve mal güvenliğini yakından ilgilendiren yapı denetim hizmeti serbest piyasanın rekabetçi koşullarına terk edilmektedir. Yapı Denetim Yasası bugüne kadar onlarca kez değişti. Yama dikiş tutmuyor. Yeni bir yapı denetim düzeni oluşması lazım. Bunun kamusal olması lazım" dedi.
"MÜTEAHHİTLE OLAN İLİŞKİNİN KESİLMESİ AMAÇLANDI" Meslek ve bilim insanlarının itirazlarına rağmen milyonlarca yapının bu koşullarda inşa edildikten sonra Yapı Denetim Yasası`nın 1 Ocak 2019`da değiştirildiğini hatırlatan Suna, ‘e-dağıtım` sistemine geçilerek hangi yapıda, hangi yapı denetim kuruluşunun görev alacağının elektronik ortamda Bakanlık tarafından belirlendiğini aktardı. Bu değişikliğin önemli olduğunu vurgulayan Suna, "Bugüne müteahhitler yapı denetim firmasını kendileri seçiyorlardı. Hem parasını vereceksiniz hem de ‘Beni denetle` diyeceksiniz. O kişi de otomatikman parasını aldığı yere bağlı olduğu için bazı şeyleri görmezler gelecek. E-dağıtım sistemine geçilmesiyle yapı denetimi kuruluşunun müteahhit ile olan ilişkinin kesilmesi amaçlandı. Düzenlemeyle birlikte denetim faaliyetinin müteahhitle parasal ilişkinin kesilmesi denetimlerin daha da artmasında gelişme sağladı" diye konuştu.
"YANLIŞ YAPILANI DÜZELT DİYORSUN, ŞİDDETE BAŞVURUYOR" Yapılan düzenleme denetimi bağımsızlaştırarak yapı kalitesinin arttırılmasını amaçlamış olsa da yeni sorunlar doğurduğunu anlatan Suna, "Aslında yapılan hizmet kamu adına bir denetim. 2001`den önce bu denetimler belediyeler vasıtasıyla yapılırdı. Belediyelerin yaptığı bir kamusal denetimdi. Şimdi bu görev yapı denetim şirketlerine verildi. Kamusal görev olmasına rağmen sahadaki meslektaşlarımızın kamusal güvencesi bulunmuyor. Meslektaşlarımız daha hassas, daha dikkatli denetim yaptıkları zaman da şantiyede sıkıntılar başladı. Örneğin demirci ustası, mühendisi dinlememeye başladı. İşini yapmıyor. Yanlış yapılanı ‘düzelt` diyorsun, bu sefer işte şiddete başvuruyorlar" dedi.
"ŞANTİYE SAHALARINDA VERİLEN HİZMET KAMUSAL" Türkiye`nin deprem gerçeğiyle karşı karşıya olduğunu, yapı üretimi ve denetimi süreçlerinin de toplumun can ve mal güvenliğini yakından ilgilendiren süreçler olduğunu ifade eden Suna, "Dolayısıyla meslektaşlarımızın şantiye sahalarında verdiği hizmet de kamusal nitelikte. Bu yanıyla meslektaşlarımıza yönelik şiddet, kamu güvenliğini ve sağlığını tehdit etmektedir. Şantiyelerde denetim ve yönetim görevini yürüten meslektaşlarımız, kamu görevlisi niteliğinde sayılmalı, can güvenlik yönünün sağlanması da bizzat kamu gücünün sorumluluğunda olmalıdır. Önemli vurgulamak isteriz ki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı başta olmak üzere şantiyelerdeki şiddete karşı ilgili kurum ve kuruluşlar gerekli tedbirleri almalı, meslektaşlarımıza yönelik şiddetler son bulmalıdır" dedi.
"YAPILARIMIZIN YÜZDE 60-70`İ DEPREM GÜVENLİKLİ DEĞİL" Yaşanan şiddet olaylarını da hatırlatan Suna "Şantiyelerde meslektaşlarımıza fiziki şiddetler ve canlarına kasıt oluşmaya başladı. Ama bu da neden? Denetimler arttığı zaman bizim müteahhitlerimiz ve taşeronlarımız denetime girmek istemiyorlar. Ülkemizin topraklarının yüzde 93`ü deprem kuşağında. Yapılarımızın deprem dirençli olması gerekir. En son 6 Şubat depremlerinde de gördük ki yapılarımızın büyük bir bölümü, yüzde 60-70`i deprem güvenlikli değil. Bunun bir nedeni de yeterli denetimin yapılmaması" ifadelerini kullandı.
BAKANLIK ŞANTİYE ŞEFLERİ YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPTI! Geçtiğimiz günlerde Şantiye Şefliği Yönetmeliği`nde değişiklik yapıldığını dile getiren Suna, "Son değişiklikte yapı güvenliğinde mühendisler şantiyeden koparılır. Yani şöyle ki 1500 metrekareye kadar dört işi alabiliyordu bir mühendis. Biz aslında meslek odası olarak, bir mühendis 1500 metrekareye yapıya bakmalı diyorduk. Ama son değişiklikte Bakanlık 1500 metrekareden 4 iş alır diyordu. Geçen gece bu metrekareyi 2500 metrekareye çıkardı. Riskleri daha da büyütüyorlar. Bu tamamen müteahhitlerin baskısıyla oluştu. En son 18 Kasım 2022 tarihinde Resmi Gazete`de bir yönetmelik yayımlandı. 4500 metrekare sınırını 5000`e çıkardılar" dedi.haber için tıklayınız |