İMO İstanbul Şubesinin, Odamızın 69. Kuruluş yıldönümü kapsamında düzenlediği Meslekte 40, 50, 60 Yıl Onur Belgesi, Plaket Töreni Sarıyer Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde gerçekleşti.

İstanbul Şubemizde Meslekte 40, 50, 60 Yıl Plaket ve Onur Belgesi Töreni

İMO İstanbul Şubesinin, Odamızın 69. Kuruluş yıldönümü kapsamında düzenlediği Meslekte 40, 50, 60 Yıl Onur Belgesi, Plaket Töreni Sarıyer Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi`nde gerçekleşti.
Törenin açılışı Şube Başkanı Fusun Sümer`in konuşmasıyla başladı ve ardından meslektaşımız, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç bir konuşma yaptı. Açılış konuşmalarının ardından törende sırasıyla meslekte 60. Yıl, 50. Yıl ve 40. Yılını dolduran ve törene katılacağını bildiren üyelere plaketleri takdim edildi.
Şube Başkanı Fusun Sümer`in yaptığı konuşma
Değerli Konuklar,
Değerli Meslektaşlarım,
Meslektaşlarımızın Değerli Aileleri,
Meslek odamızın kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında düzenlediğimiz törene hoş geldiniz.
Sizleri İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu adına saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
İnşaat mühendisliği adına sizlere teşekkür ediyorum.
İyi ki buradasınız, iyi ki sevincinizi, gururunuzu paylaşma, duygularınıza tanık olma şansı verdiniz bizlere.
Değerli Meslektaşlarım,
Bugünkü törende meslekte 40, 50 ve 60 yılını dolduran üyelerimize plaketlerini ve belgelerini takdim edeceğiz. Bunu mesleğimiz adına küçük bir teşekkür olarak kabul etmenizi isterim.
Biliyorum özel bir gün yaşıyoruz. Bunun taşıdığı anlamı kavramak, bu özel günü idrak etmek hiç şüphesiz her birimizi, kişisel öykümüzden hareketle inşaat mühendisliği tarihine yolculuğa çıkartacak özellikler içeriyor.
Neler var o tarihte? Neler yaşandı? Mesleğe ilk adım atıldığında hangi duygular hâkimdi? Peki şimdi hangi duygularla buradayız?
Ya da bir başka soruyla, meslekte geçirilen on yılların karşılığını bulabildik mi?
Pek çok soru sorulabilir elbette. Bütün soruların tek bir yanıtı bulunmaktadır. İnşaat mühendisliği bu ülkenin yapı taşıdır ve sizler yapı taşını omuzlayan kahramanlarsınız.
Var olun, sağ olun.
Hem mesleğimiz hem de ülkemiz sizlere çok şey borçlu. Bugün burada borcumuzun küçük bir kısmını ödeyeceğiz.
Sizlere takdim edilen plaketler ve onur belgelerini kabul etme inceliğini göstermeniz sizlerin ne kadar vakur olduğunun kanıtıdır.
Aslına plaket gibi görmeyin, birer nişane gibi kabul edin. Sadece evinizin en güzel köşesinde yer açmayın, beraberinde kalbinizin en anlamlı yerini taşıyın. Çünkü bunu hak ediyorsunuz.
Değerli Katılımcılar,
Değerli Meslektaşlarım,
İnşaat mühendisliğinin medeniyet mühendisliği olduğuna dair değerlendirme dayanaksız değildir. Bir gerçeği ifade etmekte, bir iddiayı resmetmektedir. Mesleğimizin iddiası Türkiye Cumhuriyeti`nin imarıdır. Cumhuriyet`in sosyo-kültürel yaklaşımına uygun eserler üretmektir.
Mesleğimizin iddiası insanın yaşam kalitesini yükseltmek, güvenli ve konforlu bir yaşamı tesis etmektir. Cumhuriyet`in 100 yıllık öyküsünde üretilen ne varsa, her birinde sizlerin emeği, alın teri bulunmaktadır. Bu anlatılmaz bir gururdur, tarifsiz bir onurdur.
Evet değerli meslektaşlarım,
Sorunlarımız yok mu, tabii ki var. Mesleki alanımızı düzenleyen mevzuata dair eleştirilerimiz yok mu, tabii ki var. Kentleşme ve yapı üretim sürecine dair önerilerimiz yok mu, var. Mühendislik eğitimine, meslektaşlarımızın özlük haklarına, ücretlerine, çalışma koşullarına, iş güvencesine dair eleştiri ve önerilerimiz de var. Pek çok şeyden daha önemlisi deprem tehlikesine ve yapı güvenliğine dair dikkat çeken görüş ve önerilerimiz yok mu, elbette var. Bunların toplamı mesleki iddiamızı görünür kılan noktalara işaret etmektedir. Su yapıları, ulaştırma yapıları, barınma yapıları ve diğerleri mesleğimizin sadece teknik sınırlar içerisinde değerlendirilmeyeceğini, aynı zamanda insani, vicdani, sosyolojik özellikler taşıdığını göstermektedir.
İnşaat mühendisliğinin medeniyet mühendisliği olarak kayıtlara geçmesi tam da bu noktada anlamlı hale gelmektedir.
Buradaki temel sorun, bir bilim dalı olarak inşaat mühendisliğinin yaşamı nitelikli ve konforlu hale getirmek için her türlü bilgiye, donanıma sahip ve muktedir olmasına rağmen, iktidarların karar ve tercihlerinin mühendislik uygulamalarının belirleyicisi olmasıdır.
Bu tespite mesleğimizin önemsizleştirilmesi, meslek odamızın etkisizleştirilmesi, denetimsizliğin adeta teşvik edilmesi, kamusal yatırımların insan değil rant odaklı işlere kaydırılması, kentlerin aynı şekilde ranta göre düzenlenmesi dahildir.
Kamu idaresinin karar ve tasarrufları bu yönde olunca, biz inşaat mühendislerinin payına, sürecin edilgen bir unsuru olmaktan başka bir şans kalmamaktadır.
Değerli Meslektaşlarım,
Bu yıl meslek odamızın 69. yıldönümünü kutluyoruz. Coşkuluyuz, heyecanlıyız, iddiamızı ve ısrarımızı 69 yıldır sürdürmenin haklı gururunu taşıyoruz.
Odamız on yıllardır halk için, kamu için, toplumsal refah için bir mühendislik anlayışının taşıyıcısı olmuştur. Siyasi iktidarların yukarda sıraladığım karar ve tasarruflarına itiraz etmiş, muhalif bir gelenek yaratmış ve bugünlere kadar ulaşmıştır.
Ulaştığı noktada, edilgenliği kabul etmemenin mümkün olduğunu da mücadele alanlarında göstermiştir.
Meslek örgütü soyut bir kavramdır. Somut olan o insandır, somut olan inşaat mühendisleridir. Eğer meslek odamız kamucu, halkçı, yurtsever özellikleriyle tanınan bir örgütse, hiç şüphesiz bundaki pay sizlerindir. On yıllardır mesleğimize, meslek örgütümüze hayat veren, onu omuzlayan, taşıyan sizlerin sayesindedir ne yaşandıysa.
Bu nedenle sizlere müteşekkiriz, bunu huzurlarınızda bir kez daha söylemekten gurur duyuyorum.
Değerli Katılımcılar,
Değerli Konuklar,
Değerli Meslektaşlarım,
Sevdiklerinizle, ailenizle, arkadaşlarınızla ve tabii ki meslek odamızla daha nice yıllara diyerek sözlerime son veriyor, sevgi ve saygılar sunuyorum.