İnşaat Mühendisleri Odası Kadın İnşaat Mühendisleri Komisyonu, 25 Kasım ‘Dünya Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’ dolayısıyla bir açıklama yaptı. 25 Kasım 2015

Kadına Yönelik Şiddet ve Cinsiyet Ayrımcılığının Karşısında Mücadele ve Dayanışma Ruhuyla

Tüm dünya genelinde ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü` olarak kabul edilen 25 Kasım`ı, bundan tam 55 yıl önce vahşice katledilen Mirabal Kardeşlere borçlu olduğumuzu biliyoruz. Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele ederken rejim güçleri tarafından tecavüz edilerek katledilen Mirabal Kardeşler nezdinde, o günden bugüne tüm dünya genelinde hem ataerkil sistemin ürettiği şiddetin kurbanı olan hem de buna karşı mücadele eden tüm kadınların anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.  

Nasıl ki kadının toplumsal yaşamdaki ikincil konumu sınır tanımıyorsa, bu konumdan beslenen kadına yönelik şiddet de sınır tanımıyor. Çatışmasızlık ortamında dahi hangi coğrafyada veya hangi toplumsal/sınıfsal konumda olursa olsun kadına yönelik şiddet tüm kadınlara eşit bir şekilde dağıtılıyor ve tüm kadınlar bu tahakkümden bir şekilde payını alıyor. Kaldı ki şiddetin ve vahşetin Ortadoğu sınırlarını aşarak tüm dünyaya yayıldığı bir tarihsel dönemeçten geçiyoruz. Savaş koşullarında payına ölüm, tecavüz ve vahşet düşen kadınların göç yollarındaki akıbeti de tüm dünyanın gözleri önünde cereyan ediyor. Kadınlar savaşın ne anlama geldiğini çok iyi biliyor, bu nedenle barış istiyor ve barış için mücadele ediyor!

Kadına yönelik şiddetin ülkemiz genelindeki boyutlarını anlamak için ise ne 2015 yılının ilk 11 ayında 255 kadının katledildiğini, ne de bu cinayetlerin ciddi bir kısmının koruma istemiş veya şikâyette bulunmuş kadınlara yönelik olduğunu ve göz göre göre geldiğini bilmek yetmiyor. Kamuoyu nezdinde ifade edilen muhafazakâr söylemleri, yargı kararlarını ve medyanın kullandığı dili de hatırda tutmak gerekiyor. Zira kadına yönelik şiddet; "kadın ile erkeğin eşit olduğuna inanmıyorum" , "kadının fıtratında köle olmak var" diyenler tarafından meşrulaştırıldığı gibi "tahrik" vb. indirimler aracılığıyla da cezadan muaf kılınıyor. "Kadın gibi yaşamayacağız" diyenler, kadınların nasıl yaşayacağını ve ne giyeceğini tayin etmeye soyunanlar hatırlandığında kadına yönelik şiddetin ne denli "politik" olduğu da açıkça ortaya çıkıyor. Aynı ataerkil akıl kadınların hangi mesleği seçmesi gerektiği ya da hangisinin daha "uygun" olacağı konusunda da ahkâm kesmekten geri durmuyor.

Kadına yönelik şiddetin politik olduğu düşünüldüğünde biz inşaat mühendisi kadınlar da bu politik tablodan çeşitli biçimlerde nasibimizi alıyoruz. Mesleğimizin seçiminden, eğitim sürecine ve icrasına kadar cinsiyet ayrımcılığının birçok biçimiyle karşılaşıyoruz. İnşaat mühendisliği mesleğini fiziksel güçle ilişkilendirerek "erkek mesleği" ilan eden bilim dışı bir anlayışı asla kabul etmiyor, yetenek, beceri, donanım, eğitim ve üretebilme kabiliyetiyle şekillenen mesleğimizin tüm çalışma alanlarında kendini gösteren cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadeleyi sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz.

Kadına yönelik şiddete karşı mücadele ve dayanışma ruhuyla tüm kadınları selamlıyoruz.
 
İnşaat Mühendisleri Odası Kadın İnşaat Mühendisleri Komisyonu