Suruç katliamının sorumlularını ülkemiz çok iyi tanıyor.
Sözün bittiği noktadayız. Aslında Türkiye`nin, Suriye`deki iç savaşa dolaylı-dolaysız dahil olduğu günden bu yana, başta Reyhanlı katliamı olmak üzere yaşananlar sözün tükendiğine işaret ediyordu ancak Suruç`ta bugün yapılan bombalı saldırı şimdiye dek tanık olduklarımızı kat be kat aşan bir vahşetle karşı karşıya olduğumuzu açığa çıkarttı. Eğer bir ülkede, son derece barışçı ve insani amaçla Suruç`ta bir araya gelen üniversite öğrencilerinin üzerine bomba atılıyor ve ilk belirlemelere göre 30 gencin ölümüne ve 100`e yakın gencin yaralanmasına yol açılıyorsa, bu ülkenin siyasal, toplumsal hayatında köklü değişikliklerin zamanı geçiyor demektir. Başka bir söze hacet var mı, bilemiyoruz. Öldürülen gençlerin ailelerinin acısını dindirmenin bir yolu var mı, bu konuda fikir dahi yürütemiyoruz. Bildiğimiz tek bir şey bulunuyor: Reyhanlı katliamı nasıl ki Türkiye`yi Suriye iç savaşına dahil etmenin bir adımıysa, Suruç katliamı ise savaş çığırtkanı karanlık odakların Suriye savaşına girmek konusunda kararlılığını göstermektedir. Ne baş sağlığı ve sabır dilemek ne de insanları sükûnete davet etmek, duygularımızı açıklamaya kafi gelmeyeceği gibi, ülkemizin içinde bulunduğu kaotik ortamı gölgelemeyecektir. Sorumlular bellidir, katliamın sorumlularını tanıyoruz. Suriye`deki cihatçı katillere, İŞİD canilerine kol kanat gerenler, Suriye`ye girmek için fırsat yaratmak isteyenler, hatta bunun için gayri nizami plan yapanlar sorumludur ve sorumluların hesap vermesi, içinde bulunduğumuz kaotik ortamından çıkmak için tek yoldur. Türkiye ya sorumluları yargılayacak ya da Ortadoğu bataklığına teslim olacaktır. Tercih, kamuoyunun önündedir. Kitlesel bombalamalar Ortadoğu ülkelerinin neredeyse kaderidir; Türkiye`nin, Reyhanlı ve Suruç katliamlarıyla, tipik Ortadoğu ülkesi olduğu tescillenmek istenmektedir. Türkiye ya bir Ortadoğu ülkesi haline gelecek ya da demokratik, barışçı, uygar bir toplum olacaktır. Bir tercihle karşı karşıya olduğumuz bilinmelidir. Yüzlerce gencin olduğu bir ortamda bomba patlatmak, ülkemizi savaşa sokmak isteyenlerin açıktan provokasyonudur. İnşaat mühendisleri, bir yandan barışa ve insan hayatına sahip çıkarken, diğer yandan savaş çığırtkanlarına dur demektedir. İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu |